18 Ocak 2017 Çarşamba

Bir tüp bebek hikayesine başlangıç...

Merhabalar arkadaşlar...

İlk aşılama ilk heyecan ilk umut " yazımda anlattığım gibi heyecanla tüm testlerimi, tahlillerimi hsg'mi ve üç defa aşılamamı oldum ama hespi sonuçsuz kaldı. Hiçbirinde mutlu sona ulaşamadık malesef. Artık bundan sonraki adım tüp bebek olacaktı. Tabii ki doktorum buna sıra geldiğini söyledi ama benim yaşadığım şehirde tüp bebek kliniği ya da bu uygulamayı yapan herhangi bir hastane olmadığı için doktorum beni İstanbul'da bir hastaneye yönlendirmek istedi.
Bu anlattıklarım yaklaşık altı ay önce oldu. Ama ben üzülerek bu aşamaya geçmemeye karar verdim. Bunun birkaç sebebi var ve bunların en önemlisi çok yoruldum. Bedenen çok yoruldum çünkü doktorum zaten bizden kmlerce uzakta her ay içinde birkaç kez git gel, bazı küçük de olsa acılar yaşa, devamlı ilaç kullan... Hadi bunlar çok önemli değil diyelim ama psikolojik olarak çok yoruldum. Her seferinde hevesle git, uğraş umutlan, heves et ve her ay regl günüm geldiğinde hayal kırıkığı ve çöküntü yaşa. Beni asıl yoran buydu. Üç aşılamamda da umutlanmıyorum sadece deniyoruz bakalım falan diye kendimi telkin ederek gitsem de her seferinde yıkıldım, üzüldüm, gözümden kontrol edemediğim istemsiz yaşlar döküldü hatta yanlış olduğunu bile bile isyan bile ettim. Allahtan yanımda bana destek eşim vardı daha önceki yazılarımda anlattığım gibi. Her seferinde moralimi düzeltmek için elinden geleni yaptı. Ailem de keza öyle... Ama işte yaşayan arkadaşlar beni çok iyi anlar ki insanın elinde olmuyor. Tüp bebek tedavisi görüp tekrar bir yıkımdan korktum galiba. Çünkü sizler de bilirsiniz tüp bebek yapmak maddi manevi ağır bir olay ve bende bu konuda çok fazla kulaktan dolma bilgi vardı. Ücretlendirme konusunda bilmediğim şeyler var. Çok maliyetli deniliyor ama sosyal güvence bir kısmını karşılıyormuş. Ama bunun için de bir takım prosedürler varmış, çıkartmak gereken raporlar varmış. E işten izin almak lazım çünkü adetin 2. gününden başlayan yaklaşık 20 günlük bir süreç var. Hepsi tamam diyelim de işte o sonucu bekleme psikolojisine hazır değildim. Tüm bu maddi manevi sıkıntıyı yaşa sonuç olumsuz olsun... Bu hakkaten zor aynı zamanda çok da doğru bir düşünce şekli değil aslında. Çünkü ya olmazsa diye ne kadar bekleyebilirsin ki? Bu arada yaş ilerliyor. Zaten kiloluyum zaman geçtikçe her şey aleyhime çalışıyor. Olumlu düşünüp denemek lazım. Olmazsa da dünyanın sonu değil napalım.
Ben de bunun doğru olan olduğunu düşünüp harekete geçmeye karar verdim. Ama öncelikle yapmam gereken hazırlıklar var. Biraz bu süreci araştırıp nerde yaptırmam doğru olur, aşamaları ne, maddi hazırlık gibi durumları ayarlamam lazım. Üstelik bazı merkezler vücut kitle indexi belli bi sınırın üzerindekilere tüp bebek uygulaması yapmıyormuş. Biz daha çok Ankara ya da Eskişehir düşünüyoruz. Sizden ricam eğer buralarda tavsiye edebileceğiniz başarılı merkezler varsa bana yorum kısmından yazarsanız çok sevinirim. Çünkü çok denemede başarısız olunan durumlarda bile sonuca ulaşmış güzel başarı hikayeleri olan merkezler duyuyoruz ama seçmek zor. Bu yüzden sanırım biraz yardıma ihtiyacım var.
Ben araştırmalara başlıyorum ve bu konuda öğrendiklerimi ayrıntılı olarak size mutlaka yazıcam. Mutlaka birilerinin işine yarar diye düşünüyorum.
İşte tüp bebek hikayemin başlangıcı bu, devamını beraber yaşayıp görücez.
Bu arada instagramdan mesaj atıp durumlarını paylaşan, bana önerilerde bulunan arkadaşlar size çoook çok teşekkür ederim. İyi bir şey yaptığıma inandırdınız beni, iyi ki varsınız... :)

16 Ocak 2017 Pazartesi

İki Soru İki Cevap...


Selamlar...
Bugünkü yazım instagramda bana çok sık gelen iki sorunun cevabını vereceğim bir yazı olacak. Aslında ordan soran arkadaşlara cevap verdim ama burdan da yazayım istedim.

1. Soru: Neden bu blogda ve diğer hesaplarımda kendi ismimi kullanmıyorum da bi takma ad kullanıyorum?
- Arkadaşlar sebebi şu; benim bloğu açmamdaki sebep daha önce de sıklıkla belirttiğim gibi çok istediğim halde çocuk sahibi olamayışım ve bu süreçte geçirdiğim tedavileri, yaşadıklarımı ama en önemlisi de hissettiklerimi duygularımı sizlerle paylaşmaktı. Çünkü aynı şeyleri yaşayan çok kadın var ve paylaşmak, birbirimizin tecrübelerinden faydalanmak, önerilerde bulunmak çok iyi olur diye düşünmüştüm. Bunu yapabilmek için öncelikle kendi sağlık durumumdan, jinekolojik rahatsızlığımdan, nasıl bir tedavi gördüğümden ayrıntılı olarak bahsetmek gerekiyordu. Tabii ki bunların hiç biri ayıp şeyler değil ve sizi tanımayan insanlara tamamen tıbbi açıdan bunları anlatmak kolay ama yazacağınız hem tıbbi hem de duygusal durumunuzu sizin çok yakınınızdakilerin bileceğini düşünmek pek hoşuma gitmedi. Zaten çok yakın ailem ya da birkaç çok yakın dostum bunları biliyor. Ama ne bileyim çok samimi olmadığım arkadaşlarımın ya da mesela kırk yılda bir sohbet ettiğim  apartman komşularımın ya da iş arkadaşlarımın bu kadar özelimi bilmelerine gerek yok diye düşündüm. Sebebi sadece budur. Yazdıklarım yüzde yüz samimi ve gerçek şeyler. Asla içinde yalan, abartı, ekleme çıkarma yok. Yani almış bi takma ad, kafasına gör atıp tutuyor diye lütfen düşünmeyin. Ben öyle bi insan mıyım :))

2. Soru: Sürekli çocuk özleminizden, bu yolda yaşadıklarınızdan bahsediyorsunuz ve sırf bunlar üzerine blog açmışsınız. Bunalımda mısınız, bu kadar çok mu takıyorsunuz kafanıza?
- Arkadaşlar ben hayatta tanıyabileceğiniz en neşeli en pozitif insanlardan biriyim. Herşeyin iyi tarafından bakarım, eğlenceli bir tarafını bulmaya çalışırım. Son derece esprili olduğumu söyler etrafımdakiler. Evliliğimin hiç bir döneminde çocuğum olmadığı için bunalıma girmedim. Elbette çok üzüldüğüm çok ağladığım, bazen isyan ettiğim zamanlar oldu. Ama hep sabrettim, zamanı var demekki dedim. O yüzden nolur benim için üzülmeyin :) Bugün düşündüm bu yüzden. Madem kendimi anlatacak bir alanım var o zaman sadece bunları değil başka şeyler de paylaşmalıyım sizlerle. O yüzden en kısa sürede burda kategoriler oluşturup başka şeyler de paylaşıcam. Mesela ben bir makyaj delisiyim. Çok sık ağır makyajlar yapmasam da çok makyaj alışverişi yaparım. Ama pahalı şeyler almam hep uygun fiyatlı ürünlerim vardır. Sevdiğim tavsiye edebileceğim ürünleri sizlerle paylaşabilirim. Çok sevdiğim kitapları önerebilirim. Hatta öğretmen olduğum ve bu işin eğitimini aldığım için okul çağındaki çocukların gelişiminden, davranış şekillerinden bile bahsedebiliriz. Yani daha çok ve sık buralardayım artık.

Umarım samimiyetime inanmışsınızdır. Sormak istediğiniz bişey olursa burda, mailde, instagramda (@tombiliminko) dm'de her zaman beklerim. Birkaç arkadaşla sohbetimiz oldu ve anladım ki birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz var. Hadi kalın sağlıcakla...

12 Ocak 2017 Perşembe

İlk Aşılama İlk Heyecan İlk Umut...


Yeniden merhaba...
Kısa bir süre yazılara vermek zorunda kaldım çünkü biraz rahatsızdım, midemi üşütmüşüm. :(  Şimdi daha iyiyken hemen yazmak istedim.
Tedavi sürecimi anlattığım yazılarımda sıra geldi aşılama evresine...
Önceki yazılarımda anlattığım gibi artık hiç bir sıkıntım kalmayınca doktor biraz bizi kendi halimize bırakmak istedi. 3 ay şans verdik kendimize ilaçsız normal yollardan gebe kalabilmek için. Olmadı tabii. Artık aşılama zamanı geldi dedi doktorum. Ben özel muayene oluyordum ama tahlil gibi aşılama gibi işlemleri tıp fakultesi hastanesinde yapıyordu doktorum. Aşılamadan önce HSG istedi doktor. HSG denen şey; tüplerin ve rahim içinin kontrast madde verilerek radyografik yöntemlerle incelenmesidir. Bu tıbbi açıklaması :) Yani rahim icine bir ilaç gönderiliyor ve ilacın kanallarda tüplerde ilerleyisi takip edilip tıkalı kapalı bir durum var mı ona bakılıyor. Korkulacak çok acı verici bir işlem değil. Gerçi benim acı eşiğim biraz yüksektir ama kimsenin de çok zorlanacağını sanmam. Neyseki benim hsg`de herhangi bir sıkıntı çıkmadı, bütün yollar kanallar açık çıktı, onu da atlattık. Bu noktada şöyle bir şey paylaşmak isterim, internette denk geldiğim kadarıyla bu hsg sırasında tazyikle verilen ilaç kanallardaki herhangi bir tıkanıklığın da açılmasını sağlayabiliyormuş. Bu işlemden sonra da hamile kalan çok kişi varmış.
Doktor yumurtlamamı kontrol etmek için beni çağırdı. İlk aşılamada 5 olgun yumurtam vardı. Bir iğne yazdı, çatlatma iğnesiymiş. Hatta kiloma göre iki doz yazdı. Akşam evde kendi kendime yaptım onları. Ama sakın sizin de olmanız gerekirse korkmayın, zor bir şey değil. Sonra ilk aşılama için gittik ve oldum aşılamayı. O kadar heyecanlıydım ki... Enjekte edildikten sonra yarım saat yatıp beklemek gerekiyor. O süre içinde ettiğim duaların, yalvarışların haddi hesabı yok... Düşünüyorum o anda diyorum ki kendi kendime "evet belki de ben artık hamileyim" Tabii her zamanki gibi umut insanı ben, sandım ki hemen tutar, bu son uğraşımız olur...
Doktorun kan testi yapmamı söylediği güne kadar hep kendimi dinledim. Acaba bi yerimde bi değişiklik var mı, her zamankinden farklı bir şey hissedecek miyim diye... Günleri saya saya bitiremedim. Kadınlar için olan tüm forum sitelerinde bu konudaki yazıları okuyordum. Bazı okuduklarımda evet evet ben de böyleyim deyip umutlanıyordum, bazılarında da umutsuzluğa kapılıyordum.
Tahlil günü geldi çattı.heyecandan ölecektim. Eşim sonucu aldı geldi ve dedi ki: Olsun bu daha ilk denememizdi, illa ki bi gün olacaktır. Başımdan kaynar sular döküldü, gözümden de yaşlar... Artık aşılamayla ilgili de çok umutlanmamam gerektiğini o an anladım. Derken ikinci ve üçüncü aşılama... Olmadı olmadı... Her defasında hayal kırıklığına uğramamak için hiç umutlanmıyormuş gibi davrandım ama her defasında yıkıldım. Sonra doktor dördüncü aşılamayı önerdi. Bu sefer çatlatma iğnesini üstüste her gün yapacaktık. Ama ben istemedim. Çünkü zaten benim yumurtalarımın çatlamasında bir sorun yoktu ki... Bir kez daha aynı şeyleri yaşamak istemedim ve yapmadım.
Artık son aşamaya geçme zamanı gelmişti başka bir yol yok gibi görünüyordu...

5 Ocak 2017 Perşembe

Kocalar eşlerine ne kadar destek? Peki ya benim kocam?


Merhaba hanımlar...
Aslında bu yazımda tedavi sürecinin nasıl geçtiğini anlatmaya devam edecektim ama başka bir konuya parantez açmak istedim.
Konu da eşleri çocuk sahibi olamayan kocaların bu durum karşısındaki tutumları...
Gerçekten de kadınların doğuştan gelen bir annelik içgüdüsüne sahip olduğunu düşünürsek, çocuk sahibi olamamak özellikle de çok isteyip olamamak bir kadın için çok büyük bir travma bence. Durum bu kadar zorken eşinizin size olan tavrı ve desteği çok önemli.
Bu konuyla ilgili çok örnek görüyoruz. Kimi erkek karısına son derece büyük destek olurken kimisi eşini kendisine bir evlat veremediği için terkediyor. Kimi kadın bu mahalle baskısı yüzünden kocasına kendisi ayrılmayı bile teklif ediyor. Başkasıyla evlen baba ol diye... Kimi erkekler ailelerinin baskısıyla karısına hayatı zehir ediyor.
Ben bu konuda şanslı olan taraftayım. Eşim daha önce de yazdığım gibi evlenir evlenmez çocuğumuz olsun istiyordu. Evlenmemizin üzerinden altı koca yıl geçti. Buna rağmen her zaman bana destek oldu. Olsun dedi zamanı var demek daha dedi. Ne gerekiyorsa yaparız sen kendini strese sokma bu daha kötü etkiler dedi. Hayırlısı şimdi değil demek ki, Allah hayırlısını versin doğru zamanda dedi... Ben bazı zamanlarda çok moral bozukluğu yaşıyordum, pes esiyordum, tamam artık olmayacak diyordum. O zamanlarda bile olsun dedi, olmaya da bilir dedi. Ben seninle ille çocuğumuz olsun diye evlenmedim ki, seni sevdiğim için hayatımı seninle geçirmek için evlendim dedi...
Bunları duymak insanı inanılmaz rahatlatıyor. O yüzden kendisine minnettar olduğumu belirtmek isterim. Yine de ben bu kadar isteyen bir insana baba olma duygusunu yaşatamıyorum diye hala çok üzülüyorum. Zaten ailelerin akrabaların e hadi artık bebek bekliyoruz diye yakınmaları, kaç senelik evlisiniz diye soranlara cevap vermekten korkmak yeterince yorucu. Neyse zaten bu konuyu, yani çevre baskısını, psikolojik zorlukları ayrı bir başlık altında ayrıca paylaşıcam.
Yani işin özeti böyle bir durumda eşlerin birbirine desteği çok önemli. Siz de bununla ilgili yaşadıklarınızı, kendi içinde olduğunuz durumu yorumda benimle paylaşırsanız çok sevinirim. Görüşmek üzere...

4 Ocak 2017 Çarşamba

Anne olmaya çalışma hikayem nasıl başladı...



Merhaba, ikinci yazımla sizinleyim.
Biraz kendimden bahsedicem bu yazımda. Ben şu anda 30lu yaşlarımın başındayım. Eşimle 6 yıldır evliyiz. İkimiz de iyi üniversitelerin güzel bölümlerinden mezun olarak meslek sahibi olduk. Birbirimizi çok severek evlendik. Yaklaşık 10 yıldır beraberiz. Hala da birbirimizi çok seviyoruz. 😊
Eşim evlenir evlenmez çocuğumuz olsun isterdi hep, bense biraz beklemek isterdim. O yüzden bir 6ay kadar direndim. Sonra ben de tamam dedim. Bir ay geçti olmadı, iki ay geçti olmadı, üç ay geçti olmadı, dört beş altı derken bir seneyi bitirdik. Nasılsa olacak diye ben çok umursamadım. Evlenmeden önce bazı akrabalarım bana keşke evlenmeden biraz kilo versen, böyle çocuğun olmaz derdi. Ama ben hiç umursamadım. Benim kesin çocuğum olurdu, öyle bi sorun yaşamazdım. Nedense hiç umudumu kaybetmedim.

Sonra bir doktora gittik. Bi probleminiz yok acele etmeyin olur dedi. Baktık olmuyor başka doktora gittik, rahim duvarın kalın dedi ama çok önemli değil böyle de çocuğun olur dedi, yine olmadı. Başka bir doktor polikistikover var dedi zayıflaman lazım böyle olmaz dedi. Başka doktor o kalınlığı kazımak lazım dedi. İnternetten araştırdım baktım zor bişey tabi ben hemen başka doktora... O da demez mi örnek alıp patolojiye gönderelim gerekirse tüm rahmi alabiliriz! Ben şok tabii... Her şey gittikçe kötüye gitmeye başlamıştı. Bu arada diyet yapıyordum. Kilo verip alıyordum tekrar. Son diyete başladığımda 120kg'dım. 105'e düştüm ama yine beceremedim 110a çıktım. Sonunda bıraktım doktor doktor gezmeyi. Ne olursa olsun, işin içinden çıkamıycam artık dedim.
Bu sırada bir arkadaş aracılığıyla bir profla tanıştık. O da yaptı bazı tahliller. Hepsi sorunsuz çıktı. Ama kalınlığım çok ilerlemişti bu arada. Hamile olmayan normal bir kadında 4-10mm olması gerekirken benimki 30mm'ydi. Bir ilaç tedavisine başladı hemen. İki ayin sonunda benim duvar kalınlığım 6mm'ye düştü. Mucize gibiydi! Bir sürü doktor değişik şeyler söylemişken, bazıları bu kiloyla tedavi olma  kilo ver derken, umudum biterken sadece bir ilaçla her şey normale dönmüştü. İlacın adını haliyle söyleyemem, çünkü bana iyi gelen bir ilaç size iyi gelmeyebilir, daha kötü sonuçlar doğurabilir. Siz yine de doktorunuzun dediğini yapın.
Bu dönemde doktor öyle önemli ki, tamam zaten biz de farkındayız kilolu olduğumuzun, biz de biliyoruz kilolu hamilelik çok zor. Ama insanın psikolojisiyle oynamak bu kadar kolay olmamalı bence.
Neyse, artık sorun kalmadığına göre bikaç ay bekleyelim bakalım kendiliğinden gebelik olur belki dedi doktorum. Ama olmadı. Şimdi bebek için birtakım tedavilere başlama zamanıydı... Zorlu bir süreç bizi bekliyordu...

Devam eden süreci anlatmaya devam edicem. Lütfen takipte kalın ve sizin de başınızdan geçen süreç benimkine benziyorsa ya da başka şeyler yaşadıysanız, yorumlarınızı lütfen bırakın. Bana ulaşmak isterseniz iletişim adresimden mail de atabilirsiniz. Görüşmek üzere...

3 Ocak 2017 Salı

Merhaba!


Merhabalar...
Ben tombiliminko... Anne olmak için yanıp tutuşan ama henüz hayaline kavuşamayan bir kadınım. Bu yolda yaşadığım olayları, gördüğüm tedavileri ama en önemlisi de hissettiğim duyguları paylaşmak için buradayım. Çünkü internette dolaşırken, en ufak bir umut verici hikaye ararken, yaşadığım fiziksel bir değişikliğe hemen 'acaba?' diye bir umut bağlarken, hayal kırıklığı yaşarken, pes ederken, tekrar cesaretlenirken benimle aynı şeyleri yaşayan o kadar çok kadınla karşılaştım ki... 
Çocuk sahibi olamamanın bir yığın farklı sebebi var. Bazen sebebi bile yok ama olmuyor işte... Doğru zaman gelmemiş demek ki diyoruz. Bir de benim gibi kilolu olduğu için hamile kalamayanlar var. Boşuna tombiliminko demedik kendimize 😊 Gördüğüm kadarıyla en az söz konusu edilen de onlar. Çünkü tedavi yöntemlerinden, tüp bebekten, ameliyattan her şeyden bahsedilir de kilolu kadınların gebe kalma sorunlarından pek bahsedilmez. Neden? Çünkü zayıflamamız lazım, zayıfla öyle gel sonra bakalım sorununa...

 Peki o kadar kolay mı? Biz bunu zaten istemiyor muyuz? Gibi gibi gibi bir sürü konular paylaşımlar bunun için burada olacak bundan böyle. Paylaşırsak belki bir umut oluruz, belki mutlu oluruz...
Ve sonunda bir gün belki biz de anne oluruz...